EEG Nedir? Gelin Bakalım EEG (Elektroensefalografi) 2024
EEG Nedir?
Elektroensefalografi (EEG) beyin hücrelerindeki aktivasyondan kaynaklı olarak membran potansiyellerindeki değişimleri (postsinaptik potansiyeller) kaydederek beyin aktivitesini ölçen bir beyin görüntüleme tekniğidir. Uzak alan ölçümü olan EEG genellikle kafa üstüne giydirilen elektrot kepi ile kafatasından ölçülür. Kepler kayıt alınacak kişinin kafa boyutuna uygun olarak belirli ölçülerde olmakla birlikte elektrotlar Uluslararası 10-20 standardına uygun yerleşim gösterir. Uluslararası 10-20 sistemine göre yerleşimler, oluşturulan hayali çizgilerin kafatası kemiklerindeki belirli noktalardaki aralıklarının %10-20 olmasıyla belirlenmiştir. Bu sistem, simetrik ve tekrar edilebilir olmasından kaynaklı olarak kabul görmüş bir yerleşim planıdir ve farklı elektrot sayılarına göre düzenlenebilmektedir (Görsel 1).
Elektrot yerleşimleri minimum 20 elektrot kafatasında olacak şekilde ve 1 elektrot toprak elektrot olacak şekilde 21 tanedir. Elektrot isimlendirmelerinde kullanılan harfler ve rakamlar bulunmaktadır. Harfler, o elektrodun bulunduğu beyin bölgesini temsil etmektedir ( F= Frontal, P= Parietal, T= Temporal, O= Oksipital). Orta hattı belirtmek icin “z” harfi kullanılmaktadır. Rakamlandırmada ise; sol hemisferde tek sayılar, sağ hemisferde çift sayılar bulunur ve orta hattan uzaklaşıldıkça rakamın değeri büyümektedir. Görsel 2’de görüldüğü gibi, inion ve nasion bölgelerine yerleştirilen elektrotlar sırasiyla I ve N ile simgelenmektedir. Bununla beraber kulak kenarına yerleştirilen elektrotlar A ile, mastoid kemiğe yerleştirilen elektrotlar ise M ile ifade edilir.
Kayıt için gerekli elektrotların birçok çeşidi bulunmaktadır. EEG için genel olarak kullanılanlar elektrotlar ise disk elektrotlardır. Elektrotlar yerleştirilmeden önce elektrodun temas edeceği cilt alanı temizlenir ve iletkenliği sağlamak için tuzlu su vb. sıvılar ya da özel pastalar kullanılır.
Artifaktlar
Kafatasındaki elektrotlar, bulundukları bölgedeki beyin dalgalarını değil, potansiyel değişimi olan herhangi bir aktiviteyi ölçebilmektedirler. Bundan kaynaklı kişinin göz hareketleri, göz kırpması, kas aktivitesi, hareket etmesi ve hatta kalp atışı bile bir atifakt olarak kaydedilebilmektedir. Bunun dışında elektrodun kendinden kaynaklı olan ve cihazın bağlı olduğu elektrik hattından gelen elektriksel karışma da artifakt sebebidir. Kayıttan sonra gerçek beyin aktivitesini görebilmek için ham veri belirli işlemlere tabii tutulduktan sonra bu artifaktlar temizlenmiş olur.
Dalga Özellikleri
Elektrotlar araclığıyla kaydedilen beyin dalgaları da kendi içlerinde ve kişinin bulunduğu duruma göre değişiklik gösterir. Sırasiyla delta, teta, alfa, beta ve gama olmak üzere farklı frekanslarda 5 dalga türü bulunmaktadır.
Delta: 0.5-4 Hz frekansında olan bu dalga kayıt alınan kişinin rüyasız derin uykusu sırasında göülür. En yavaş ve amplitudu en yüksek dalgadır. Gri madde aktivitesi kaynaklıdır. Sağlıklı yetişkinlerde uyanıklık durumunda görülmesi anormaldir.
Teta: 4-8 Hz frekans bandında olan teta dalgaları bilinçaltı aktivite sırasında gözlemlenir. Meditasyon ve derin gevşeme sırasında görülebildiğinden ‘spiritüel’ araştırmalarda fayda sağlar.
Alfa: 8-13 Hz frekanslarında etkin olan alfa dalgaları, kişinin rahat ve uyanıkken sahip olduğu beyin aktivitesini gösterir. Daha çok beyaz madde kaynaklıdırlar ve bilinç ile bilinçaltı arasındaki köprü görevindedirler.
Beta: 13-30 Hz aralığındaki beta dalgaları uyanıklık durumunda bir davranış veya hareket kaynaklıdır. 5 duyudan etkilenir. Bununla birlikte öğrenme ve bellek için aracı görev görür.
Gama: 30-100 Hz aralığındaki gama dalgaları rutinde cok sık rastlanan dalgalar değillerdir. Aşırı uyarılma, belleksel-duyusal entegrasyon ve çoklu duyusal etkileşimlerde etkindirler.
Bu spesifik dalgalar dışında belirli frekans aralıklarında görülen karakteristik dalgalar bulunmaktadır. Mu dalgaları, K-complexes, V-dalgaları, Lamda dalgaları, spike dalgaları bunlara örnektir. Bunlara ek olarak yukarıda açıklanan tüm dalgaların etkin oldukları yer dışında görülmeleri anormal bir durum olabileceği gibi, kişiye bağlı etkenlerden kaynaklanabileceği de unutulmamalıdır.
EEG sıklıkla epilepsi, inme, felç gibi beyni etkileyebilen ve fonksiyonel etki yaratabilen beyin hasarlarını tanılamak amacıyla kliniklerde kullanılır. Bunun yanısıra araştırmacılar tarafından yeni sorulara açıklık getirmek ve bilime katkı sağlamak için kullanılmaktadır.
Kaynaklar
Spehlmann, R. (1981). EEG Primer. USA: Elsevier/North-Holland Biomedical Press.
Satheesh Kumar, J., Bhuvaneswari, P. (2012), Analysis of Electroencephalography (EEG) Signals and Its Categorization. Procedia Engineering, 38, 2525–2536.