GÜRÜLTÜYE BAĞLI İŞİTME KAYIPLARI VE ALINACAK ÖNLEMLER
Berkay SALDIRIM, İstanbul Medipol Üniversitesi Odyoloji Lisans Öğrencisi
Gürültü Nedir?
Gürültü kabaca hoşa gitmeyen, istenmeyen ve rahatsız edici ses olarak tanımlanmaktadır. Ses, ölçülebilir ve varlığı kişiye bağlı olarak değişmeyen nesnel bir kavram iken, gürültü öznel bir kavramdır. Bir sesin gürültü olarak nitelenip nitelenmemesi kişilere bağlı olarak değişebilir.
Uluslararası standartlara göre, işitme sistemine zarar veren gürültü 100-10.000 kHz ve 85 dB düzeyidir. Endüstriyel gürültü ise kişilerin beğenisine bağlı olmaksızın her koşulda gürültü olarak kabul edilir.
Odyolojinin bir dalı olan ''Endüstriyel Odyoloji'', endüstriyel gürültü, titreşimler, patlamalar ve GBİK hakkında araştırmalar yapar. Endüstriyel gürültüden korunma yöntemleri ile GBİK değerlendirilmesi ve tedavisi hakkında bilgi verir. Gerektiğinde uygun rehabilitatif müdahalenin yapılmasını amaçlar.
Gürültüye bağlı işitme kaybını başlıca 3 alt başlıkta inceleyebiliriz:
1) GEÇİCİ EŞİK DEĞİŞİKLİĞİ
Gürültülü ortamda bulunma sonrasında işitme hassasiyetinde azalma, gürültü kesildikten sonra belirli zaman içerisinde işitme eşiklerinin önceki seviyeye geri dönmesi şeklinde tarif edilir.
2) KALICI EŞİK DEĞİŞİKLİĞİ
Gürültüye maruziyet sonrasında işitme hassasiyetinde tam olarak geriye dönüş olmadığı durumlarda kalıcı işitme kaybı ortaya çıkar. Kalıcı işitme kaybı kendisini en belirgin olarak 4000 Hz' de görülen geri dönüşü olmayan işitme kaybı ile belli eder.
İşitme kaybı ilk 2-3 yılda en üst düzeyde iken, 10-15 yıl boyunca gittikçe hızı azalarak ilerler. Gürültüye maruziyet ortadan kalktıktan sonra işitme stabilleşir.
3) AKUSTİK TRAVMA
Baş ve kulağa direk gelen, bazen patlama ile birlikte olan şiddetli bir gürültüyü izleyen işitme kaybı, tinnitus ve vertigo ile seyreden klinik bir tablodur.
Patlayıcı basınç etkisi varsa kulak zarında perforasyona, orta kulak kemikçiklerinde hasara neden olduğu gibi, sadece işitme sinirinin etkilenmesi sonucu bile işitme kaybına yol açabilir.
Tedavi edil(e)mediği takdirde kalıcı işitme kaybı ile sonuçlanır.
ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER
Kulak tıkaçları sadece hava yolunu kapattığı için gürültü düzeyini ancak 10-20 dB
azaltabilirken, kulaklıklar (manşon tipi) kemik yolu ile iç kulağa giden seslerin izolasyonunda
daha başarılıdır ve gürültü düzeyini 20-40 dB azaltabilirler.
Pahalı olmaları, ağır olmaları ve baş hareketlerini kısıtladıkları için, endüstride, kulaklıklar kulak tıkaçlarına göre daha az sayıda kullanılmaktadır.
Kaynakça:
- 1.KENAR, F., & AYÇİÇEK, A. (2015). Endüstriyel Odyoloji ve Gürültüye Bağlı İşitme Kayıpları. Turkiye Klinikleri J ENT-Special Topics, 8(2), 132-6.
(Erişim Tarihi: 16/12/2017)
- 2.http://webcache.googleusercontent.com/search?q=cache:4a0sQHwjhAsJ:muhendislik.istanbul.edu.tr/wp-content/uploads/2014/10/Fiziksel-Risk-Etmenleri-ve-Ergonomi.pptx+&cd=1&hl=tr&ct=clnk&gl=tr (2014)
(Erişim Tarihi: 16/12/2017)
- 3.http://iloencyclopaedia.org/part-iv-66769/personal-protection- 59388/49-31-personal-protection/hearing- protection (2015)
(Erişim Tarihi: 16/12/2017)
[ratings]
[zombify_post]