Yenidoğan Bebeklerde İşitme Taraması Nasıl Yapılır?
Yenidoğan Bebeklerde İşitme Taraması programlarında amaç doğumdan sonra anne ve bebek hastaneden taburcu olmadan önce işitme tarama testlerini uygulamak, testten kalan bebekleri birkaç gün içinde yeniden test etmek, bu testte de kalan bebekleri ise ileri odyolojik tetkikler için uzman kliniklere yönlendirmektir (1).
Tarama testleri işitme kaybının derecesi veya türü hakkında bir bilgi vermemekte, sadece işitme kaybı şüphesi olup olmadığını saptamakta kullanılmaktadır. Test sonuçları “geçti” veya “kaldı” olarak elde edilmekte, test sonucu kaldı olarak çıkan bebekler işitmenin detaylı olarak incelenmesi için uzman odyoloji kliniklerine yönlendirilmektedir.Tarama testlerinde Transient Evoked Otoakustik Emisyon (T-OAE) ve Otomatize İşitsel Beyin Sapı Cevapları (OABR) olmak üzere iki tür test kullanılmaktadır.
T-OAE’ler sağlıklı kokleadan yayılan düşük şiddetli ses enerjileridir(2). Bu sesler dış kulak yoluna yerleştirilen bir mikrofonla toplanıp özel bir bilgisayar programı yardımıyla analiz edilmekte ve sonuçlar geçti-kaldı olarak kısa sürede elde edilebilmektedir. Eğer bebek hareket etmiyor ve ağlamıyorsa bu yöntemle her iki kulağın testi birkaç dakika içinde tamamlanabilmektedir. Hafif derecede bir işitme kaybı bile emisyonların elde edilmesini engellemektedir.
İşitsel Beyin Sapı Cevapları (ABR) işitme siniri ve beyin sapı nöronlarının işitsel uyarana cevap olarak ürettikleri elektriksel aktivitenin ölçülmesi olarak tanımlanmaktadır(3).Taramanın yanı sıra tanısal olarak da işitme eşiklerinin saptanmasında ve işitme kaybı türünün belirlenmesinde kullanılmaktadır. O-ABR’de kulağa düşük şiddet seviyesinde (30-45 dBHL) uyaran gönderilerek gelen cevaplar kaydedilmektedir. Elde edilen cevaplar özel bir bilgisayar programıyla analiz edilmekte; sonuçlar geçti veya kaldı olarak verilmektedir. O-ABR’nin her iki kulakta tamamlanması yaklaşık 30 dakika sürmektedir. Bebeğin test süresince uyuması ve hareketsiz olması test sonuçlarının güvenilirliğini arttırmaktadır. Tarama testlerinde bebeğin geçti sayılması için test sonuçları her iki kulağında da “geçti” olarak elde edilmelidir.(1)
EĞİTİMİNE ERKEN BAŞLANAN İŞİTME KAYIPLI BEBEKLERİN DİL GELİŞİMİ VE SAĞLANAN EĞİTİMİN ÖZELLİKLERİ
Kaliteli eğitim olanakları sağlandığında işitme kayıplı çocukların dil gelişimlerinde önemli ilerlemeler kaydedildiği değişik çalışmalarla ortaya konmuş bulunmaktadır. 5 yaşındaki 112 işitme kayıplı çocuğun kelime bilgisi ve akıl yürütme becerilerini incelediği çalışmasında 11 aylıktan önce aile eğitimi programlarında eğitim almaya başlayan çocukların kelime bilgisi ve akıl yürütme becerilerinin işiten yaşıtlarına eşdeğer olduğunu, eğitime ailenin katılımının da puanlar üzerinde anlamlı etkisi olduğunu bulmuştur.
İşitme kayıplı bebekler ve aileleriyle sürdürülen; aile merkezli olarak adlandırılan eğitim uygulamalarının temel ilkelerini aşağıdaki şekilde özetlemektedirler:
1. Erken tanı işitme kayıplı bebek hemen eğitim programlarına yönlendirildiği taktirde etkili bir uygulama olarak görülebilir.
2. Aile merkezli uygulamaların temel amacı ailelerle eğitim veren uzmanlar arasında dengeli bir işbirliği sağlamaktır. Aile-uzman işbirliği karşılıklı güven, saygı, dürüstlük, işbölümü ve sağlıklı iletişimle gerçekleşmektedir.
3. Uzmanlar ailelerin bilgilendirilmiş seçimler yaparak karar almasına yardımcı olmalıdıtanımlanan haklarını öğrenmelerine rehberlik etmelidirler. Bu anlamda uzmanlar ailelerin özel eğitime ilişkin yasaları ve bu yasalarda tanımlanan haklarını öğrenmelerine rehberlik etmelidirler.
4. Ailelerin sosyal ve duygusal yönden desteklenmesi çocuğun gelişimi açısından önemlidir. Uzmanlar aileleri bu tür destek alabileceği kurumlar ve gruplara yönlendirmelidirler.
5. Aileler ve uzmanlar çocuğun dil gelişimini destekleyecek etkileşimli öğrenme ortamları oluşturmalıdırlar.
KAYNAKÇA
1) (Gökçay vd., 2014; Tezel, vd., 2014; Serin, Gürbüz, Keçik, İncesulu ve Tekin, 2011).
2) (Kemp, 2002)
3) (Hall ve Mueller, 1997)