Yazının içerisinde neler var?
- 1 Bölüm 1: Yenidoğan İşitme Taraması (YİT) İçin Kritik Zaman Çerçevesi
- 2 Bölüm 2: Tarama Teknikleri ve Türkiye’deki Protokol Tercihleri
- 3 Bölüm 3: Tarama Başarısızlığı ve 30 Günlük Tanı Yolu
- 4 Bölüm 4: İşitme Kaybı Risk Faktörleri ve Geç Başlangıçlı Kayıp Riski
- 5 Bölüm 5: Ebeveyn Takibi: İşitme Kaybının Gelişimsel Belirtileri
- 6 Sonuç
- 7 Kaynakça ve Akademik Referanslar
İşitme, bir bireyin çevresiyle etkileşim kurmasını ve bilişsel yeteneklerini geliştirmesini sağlayan en temel duyulardan biridir. Dış ortamdaki seslerin dış kulak yolundan iç kulağa iletilmesi, iç kulaktaki sinir hücrelerinin uyarılması ve akustik bilginin beyne aktarılmasıyla sesler algılanır.1 Yeni doğan döneminde işitme yeteneğindeki herhangi bir kayıp, çocuğun dil, konuşma ve sosyal gelişimini derinden etkileme potansiyeli taşır.2
İşitme kaybının sıklığı, her 1000 canlı doğumda 1 ila 3 bebekte kalıcı işitme engeli olarak tespit edilmektedir; bu oran, risk faktörlerinin bulunduğu bebeklerde ise 10 ila 20 kat artış gösterebilmektedir.4 İşitme kaybının geç fark edilmesi durumunda, çocuklarda dil öğrenme süreci gecikmekte, bu da sosyal izolasyon, akademik başarısızlık ve psikolojik bozukluk riskini beraberinde getirmektedir.2 Bu hayati önem nedeniyle, erken teşhis ve müdahale, çocukların gelecekteki gelişimleri açısından kritik bir zorunluluktur.3
Bu kapsamlı rapor, Türkiye Cumhuriyeti Ulusal Yenidoğan İşitme Taraması Programı (UYİTP) protokollerini ve uluslararası standartları (özellikle 1-3-6 Kuralı), PubMed, DergiPark ve Google Scholar gibi güvenilir akademik kaynaklara dayanarak detaylıca incelemektedir. Raporun amacı, ilk taramanın ne zaman yapılması gerektiği, hangi yöntemlerin kullanıldığı ve taramadan geçemeyen bebekler için izlenmesi gereken hızlı tanı yolunun önemini klinik bir bakış açısıyla açıklamaktır.
Bölüm 1: Yenidoğan İşitme Taraması (YİT) İçin Kritik Zaman Çerçevesi
Yenidoğan işitme taraması (YİT), bebeklerin işitme sağlığını değerlendirmek için doğum sonrası erken dönemde uygulanan bir tarama testidir.6 Bu tarama, doğumsal işitme kayıplarını erken teşhis etmek ve gerekli tedaviyi derhal başlatmak için kritik öneme sahiptir.6
1.1. Ulusal Kılavuzlar: Türkiye’de İlk Tarama Ne Zaman Yapılır?
Türkiye’de yenidoğan işitme taramaları 1994 yılında başlamış ve yıllar içinde merkez sayısının artmasıyla kapsamı genişlemiştir.7 Ulusal programın başarısı, tarama oranlarının 2017 verilerine göre %95,6 gibi yüksek seviyelere ulaşmasıyla kanıtlanmıştır.7
Türkiye’deki Ulusal Yenidoğan İşitme Taraması Programı, ilk taramanın zamanlaması konusunda katı kurallar uygulamaktadır. Yenidoğan işitme testi, doğumdan sonraki ilk 24 ila 48 saat içinde, yani genellikle bebek hastaneden taburcu olmadan önce yapılmalıdır.6 Ulusal kılavuzlar, taramanın en geç doğumdan sonraki ilk 72 saat içinde gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtmektedir.7
Bu erken tarama zorunluluğu, programın lojistik verimliliğini sağlamaktadır. Bebek henüz hastanedeyken testin tamamlanması, ailelerin evde geçen karmaşık ilk haftalarda testi unutmasını veya ertelemesini önler. Bu durum, aynı zamanda, olası bir başarısızlık durumunda hızlı bir takip sürecinin başlatılmasına imkan tanıyarak, uluslararası hedeflere uyumu kolaylaştırmaktadır.
1.2. Uluslararası Konsensüs: 1-3-6 Kuralının Detaylı Analizi
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Birleşik Ortak Komite (JCIH) gibi uluslararası profesyonel kuruluşlar, kalıcı işitme kaybı olan çocukların yönetiminde temel bir kılavuz olan “1-3-6 Kuralı”na sıkı sıkıya uyulmasını tavsiye etmektedir.9 Bu kural, çocuğun dil gelişimindeki kritik dönemi kaçırmamak adına kesin zaman dilimleri belirler.
1.2.1. Erken Tanı ve Müdahalenin Sütunları
- 1 (Tarama): Yaşamın ilk 1. ayı içinde ilk tarama yapılmalıdır.9 Türkiye’nin ilk 72 saatlik tarama zorunluluğu, bu hedefi fazlasıyla karşılamaktadır.7
- 3 (Tanı): İşitme kaybının kesin tanısı, yaşamın 3. ayı dolmadan konulmalıdır.7 Klinik kalite göstergeleri, kesin tanısal test yapılma hızının ilk 3 ayda %90’ın üzerinde olmasını önermektedir.4
- 6 (Müdahale/Rehabilitasyon): İşitme engeli tespit edilen bebeklere yönelik işitsel rehabilitasyon (işitme cihazı kullanımı veya koklear implantasyon), en geç 6. ayı içinde başlatılmalıdır.5
Bu katı zaman çizelgesinin ardında, dil gelişiminin nöroplastisite penceresi yatmaktadır. İşitme kaybı nedeniyle uyaran alımı geciken çocuklarda, dil ve konuşma becerileri gerilemektedir.10 Eğer tanı 3. aydan sonra konulur ve müdahale 6. aydan sonra başlarsa, bu gecikme çocuğun gelişiminde geri dönüşü zor kayıplara yol açar.2 Aksine, erken dönemde tanılanan ve 6. ayda rehabilite edilen bebeklerin, yaşıtlarıyla benzer gelişim gösterdiği ve sosyal yaşama daha aktif katıldığı bilimsel çalışmalarla desteklenmektedir.7 Bu nedenle 1-3-6 kuralı, sadece bir zaman çizelgesi değil, nörolojik gelişim penceresini koruma stratejisidir.
Bölüm 2: Tarama Teknikleri ve Türkiye’deki Protokol Tercihleri
Yenidoğan işitme taraması, hızlı, ağrısız ve objektif yöntemlerle gerçekleştirilir. Testler, bebek uyurken veya hareketsizken, uzman bir sağlık personeli tarafından uygulanır.2
2.1. Tarama Yöntemlerinin Karşılaştırılması: OAE ve AABR
Temel tarama yöntemleri Otoakustik Emisyon (OAE) ve Otomatik İşitsel Beyinsapı Cevabı (AABR) testleridir.
2.1.1. Otoakustik Emisyon (OAE)
OAE testi, ses uyaranlarına karşı iç kulakta (koklea) bulunan dış tüylü hücrelerin verdiği akustik yanıtları ölçmeye dayanır.2 Bebeğin dış kulak kanalına yerleştirilen bir mikrofon aracılığıyla sesler çalınır ve iç kulakta oluşan yansımalar kaydedilir.2 OAE, iletim tipi ve kohlear işitme kayıplarını saptayabilir.4
Ancak, OAE testinin önemli bir dezavantajı bulunmaktadır. Dış kulak yolu kapalıysa veya doğum sonrası orta kulakta sıvı ya da buşon (kir) kalıntısı varsa, testten geçemeyebilir ve bu durum yüksek oranda yanlış pozitif sonuçlar doğurur.4
2.1.2. Otomatik İşitsel Beyinsapı Cevabı (AABR/T-ABR)
ABR (Auditory Brainstem Response), işitsel uyaranlara karşı işitme sinirinde ve beyin sapında oluşan elektriksel dalgaları ölçer.1 AABR testi, işitme sisteminin merkezi yanıtını değerlendirdiği için, özellikle işitsel nöropati (AN) riski taşıyan bebekler için OAE’ye tercih edilmelidir.13 Test, başa yerleştirilen elektrotlar sayesinde uykuda olan yenidoğanın beyin sapı elektriksel dalgalarının ölçümü ile yapılır.5
2.2. Türkiye’nin AABR Tercihi ve Kalite Göstergeleri
Ülkemizdeki yenidoğan tarama protokollerinde önemli bir stratejik değişim yaşanmıştır; 2019 yılından itibaren Türkiye’de yenidoğan işitme tarama testi olarak Otomatik İşitsel Beyinsapı Yanıtlarına (T-ABR) geçilmiştir.12
Bu geçiş, programın kalitesini ve verimliliğini artırmaya yönelik bir karardır. OAE’nin yüksek yanlış pozitif sonuç alma oranı 12, ebeveynlerde gereksiz kaygı yaratmakta ve referans merkezlerinde tanı yükünü artırmaktaydı. Uluslararası standartlar, pozitif tarama testi sonucuyla odyolojik ileri testlere yönlendirilen hastalardan işitme kaybı olmadığı tespit edilen (yanlış pozitif) hasta oranının yüzde 4’ün altında olmasını zorunlu kılmaktadır.4 Türkiye’nin AABR’yi tercih etmesi, taramanın kapsayıcılığının (%95.6) yanı sıra, doğruluk ve kesin tanı merkezlerinin etkinliğini artırma hedefini yansıtmaktadır. AABR kullanımı, gereksiz sevkleri ve maliyetleri azaltarak kaynakların gerçek ihtiyaç sahiplerine odaklanmasını sağlamaktadır.
Bölüm 3: Tarama Başarısızlığı ve 30 Günlük Tanı Yolu
Eğer bir bebek ilk yenidoğan işitme taramasından geçemezse, bu durum genellikle geçici bir iletim kaybından (örneğin orta kulak sıvısı) kaynaklanabilir. Ancak kalıcı işitme kaybı riski tamamen ortadan kalkana kadar sıkı ve hızlı bir takip protokolü uygulanır. Bu takip sürecinin amacı, uluslararası 1-3-6 kuralındaki “3 ayda tanı” hedefine ulaşmaktır.7
3.1. Tarama Başarısız Olduğunda İzlenecek Adımlar (UYİTP Protokolü)
Türkiye Ulusal Yenidoğan İşitme Taraması Programı, tarama başarısızlığı durumunda tanıyı 3. aydan önce koymak amacıyla bir akış şeması belirlemiştir. Bu akış şemasına göre, tüm tarama sürecinin (tekrar testler dahil) 30 gün içinde mutlaka tamamlanması gerekmektedir.7
| Aşama | Zamanlama | Uygulama | Eylem ve Önemi |
| 1. Tarama (Başarısız) | Doğumdan sonra İlk 72 Saat | AABR/OAE | Kalıcı işitme kaybı şüphesi başlar. |
| 2. Tekrar Tarama | İlk Testten Sonra 7-15 Gün İçinde | Genellikle AABR | Bu süre, geçici sıvı birikiminin doğal yolla çözülmesini beklemek için verilir. |
| 3. Tekrar Tarama | 15-30 Gün İçinde | AABR | Bu testten de bir veya iki kulaktan kalınırsa, işitme kaybı tanısının konulması için referans merkezine sevk edilir. |
| Kesin Tanı için Sevk | 30. Günden Sonra Hemen | Tanısal ABR | Tarama protokolünün 30 gün içinde tamamlanması hayati önem taşır. |
Bu protokolde belirlenen 7-15 gün ve 15-30 gün gibi dar zaman aralıkları, ailelerin randevularına titizlikle uymasını gerektirmektedir. Eğer takip testleri aksatılırsa, tanısal süreç uzar ve müdahale için kritik olan ilk altı ay penceresi riske girer.2 Araştırmalar, ailelerin düşük sosyo-ekonomik düzey veya bilgi eksikliği gibi faktörler nedeniyle takip randevularına gelmekte zorlandığını göstermektedir; bu durum, programın teknik başarısına rağmen, sosyal ve lojistik engellerin erken müdahaleyi geciktirebileceği en kritik aşamadır.13
3.2. Kesin Tanı Aşaması: Tanısal ABR ve İleri Testler
Referans merkezlerine sevk edilen bebeklerde, işitme kaybının şiddetini ve tipini kesin olarak belirlemek amacıyla Tanısal ABR uygulanır.5 Bu test, işitme kaybının derecesinin (hafif, orta, ciddi, derin) sınıflandırılmasını sağlar.4 Tanı konulduktan sonra, çocuk 6. ay dolmadan uygun rehabilitasyon programlarına hızla alınmalıdır.5 Bu hızlı müdahale, erken tanı konulan bebeklerin yaşıtlarıyla benzer gelişim göstermesini sağlamanın anahtarıdır.7
Bölüm 4: İşitme Kaybı Risk Faktörleri ve Geç Başlangıçlı Kayıp Riski
Yenidoğan işitme taramasından başarıyla geçmiş olsa bile, bazı risk faktörlerine sahip bebeklerin ilerleyen çocukluk döneminde işitme kaybı geliştirme riski bulunmaktadır. Bu nedenle, yalnızca yenidoğan döneminde yapılan testlerle yetinilmemeli, risk faktörleri sürekli olarak izlenmelidir.2
4.1. Doğumsal ve Gebelik Dönemi Risk Faktörleri
- Genetik ve Kromozomal Faktörler: Ailede kalıtsal işitme kaybı öyküsü, işitme kaybı için en önemli risk faktörlerinden biridir.12 Down sendromu gibi kromozomal anomalilerin varlığı da riski artırır.6
- Gebelik Sırasında Geçirilen Enfeksiyonlar: Annenin gebelik sırasında geçirdiği bazı enfeksiyonlar (örneğin sitomegalovirüs—CMV) işitme kaybına neden olabilir.6
- Maternal Faktörler: Gebelikte alkol ve madde kullanımı, yüksek dozda kullanılan belirli ilaçlar ve yetersiz beslenme (demir eksikliği gibi) diğer risk faktörleri arasındadır.6
4.2. Doğum ve Sonrası Dönem Risk Faktörleri
- Şiddetli Sarılık (Hiperbilirubinemi): Tedavi gerektiren şiddetli hiperbilirubinemi, işitme kaybı için önemli bir risk faktörüdür.14
- Komplike Doğumlar: Doğum sırasında bebeğin yetersiz oksijen alması (hipoksi), beyin hasarı veya düşük Apgar skoru (5. dakikada <5) gibi komplikasyonlar.6
- Postnatal Enfeksiyonlar: Bebeğin doğum sonrasında geçirdiği menenjit gibi ciddi enfeksiyonlar.6
- Ototoksik İlaç Kullanımı: Doğum sonrası dönemde bebeğe verilen bazı ilaçlar işitme sistemine zarar verebilir.6
- Kulak Yapısı ve Hastalıkları: Bebeğin sık sık orta kulak enfeksiyonu geçirmesi veya kulak yapısında doğuştan gelen anomalilerin bulunması.6
Yenidoğan tarama testleri doğuştan gelen işitme kayıplarını belirlemeye odaklanır; ancak menenjit veya sık orta kulak iltihabı gibi durumlar, doğumdan sonra da işitme sistemine zarar vererek sonradan gelişen kayıplara yol açabilir.6 Bu nedenle, risk faktörlerine sahip bebekler, taramadan başarıyla geçmiş olsalar dahi, gelişimsel süreçleri boyunca periyodik odyolojik takibe alınmalıdır. Ebeveynler, bu risk faktörlerinin farkında olarak çocuğun işitme gelişimini yakından izlemelidir.2
Bölüm 5: Ebeveyn Takibi: İşitme Kaybının Gelişimsel Belirtileri
Erken tanı, çocukların dil gelişimini ve bilişsel yeteneklerini büyük ölçüde koruyabilir.3 Ebeveynlerin, yenidoğan taraması sonrası dikkat etmesi gereken kritik işitsel gelişim dönüm noktaları şunlardır:
5.1. Yaşa Göre İşitsel Gelişim Kontrol Listesi
| Yaş Aralığı | Normal İşitsel Gelişim (Kilometre Taşları) | Acil Odyolojik Değerlendirme Gerektiren Uyarı İşaretleri |
| 0-3 Ay | Ani yüksek seslere tepki verir (irkilme). Mırıldanma sesleri çıkarır, farklı ihtiyaçları için farklı şekillerde ağlar.15 | Yüksek seslere tepki vermiyorsa.3 Sadece kendi kendine ses çıkarıp, ses taklidi yapmıyorsa. |
| 4-6 Ay | Seslerin geldiği yöne gözlerini hareket ettirir. Ses tonundaki değişikliklere tepki verir. Müziğe dikkat eder.15 | Yumuşak veya uzaktan gelen seslere bakmıyorsa. İlk çağrıya cevap vermiyorsa.16 |
| 6-12 Ay | Basit komutlara tepki vermeye başlar. Hece tekrarı (babıldama) ve sesleri taklit etme girişimleri mevcuttur. | Sesin nereden geldiğini bulamıyorsa. Yaşıtlarına göre konuşma ve mırıldanma becerileri geri kalmışsa.16 |
5.2. Erken Tanının Önemi: Dil ve Bilişsel Gelişim
İşitme kaybı, bilişsel yetenekleri doğrudan etkilememekle birlikte, erken teşhis edilmezse konuşma, sosyal gelişim ve öğrenme süreçlerini ciddi ölçüde zorlaştırır.3 İşitme kaybı olan çocuklarda yapılan bir araştırmada, alıcı dil becerilerinin ifade edici dil becerilerinden daha iyi olmasına rağmen, genel dil gelişiminde belirgin bir gecikme olduğu görülmüştür.10
Erken müdahale (6. aydan önce), işitme desteği, özel eğitim ve konuşma terapisi ile birleştirildiğinde, işitme kayıplı çocukların dil gelişimi büyük ölçüde korunabilir.3 Çocuk ne kadar erken sesli uyaranları tam olarak algılamaya başlarsa, dil gelişimi o derece sağlıklı ve düzgün olur, bu da akademik ve sosyal başarının önünü açar.5
Sonuç
Yenidoğan işitme testi, modern pediatri ve halk sağlığı alanının en önemli kazanımlarından biridir. Türkiye’de ilk 72 saat içinde gerçekleştirilen tarama, uluslararası 1-3-6 Kuralı’nın ilk basamağını güçlü bir şekilde atmaktadır. 2019 yılı itibarıyla daha doğru sonuçlar sağlayan Otomatik İşitsel Beyinsapı Cevabı (AABR) testine geçilmesi, programın tanısal kalitesini yükseltmiştir.
Kalıcı işitme kaybının önüne geçmek için kilit noktalar; ilk taramada başarısızlık durumunda paniğe kapılmamak, ancak 30 günlük protokoldeki tekrar testlerine tam zamanında başvurmak ve tanının mutlaka 3. ayda konulmasını sağlamaktır.7 Ebeveynlerin, risk faktörleri bilincinde olması ve çocuğun gelişimsel kilometre taşlarını titizlikle takip etmesi, geç başlangıçlı işitme kayıplarının dahi erken dönemde yakalanabilmesi için hayati öneme sahiptir. Erken teşhis (3. ay) ve erken müdahale (6. ay), çocukların sağlıklı bir geleceğe adım atması için altın anahtarlardır.
Yenidoğan işitme taraması, doğum sonrası ilk 24-48 saat içinde bebeğin işitme sağlığını değerlendiren bir testtir. Bu testin amacı, doğumsal işitme kayıplarını erken teşhis etmek ve gerekli tedaviyi zamanında başlatmaktır. Erken müdahale, çocuğun dil, konuşma ve sosyal gelişimini koruyarak sağlıklı bir gelişim süreci sağlamaya yardımcı olur.
Türkiye’de yenidoğan işitme taramaları doğumdan sonraki ilk 24-48 saat içinde yapılmalıdır. Ulusal kılavuzlar, taramanın en geç doğumdan sonraki 72 saat içinde gerçekleştirilmesini belirtmektedir. Bu hızlı uygulama, ailelerin testin dışarıda kalmasını önlemekte ve olası sorunların hızla takip edilmesini sağlamaktadır.
1-3-6 Kuralı, bebeklerde işitme kaybının yönetimi için belirlenen bir zaman çizelgesidir. Bu kurala göre, ilk işitme taraması yaşamın ilk ayında (1), kesin tanı 3. ay dolmadan konulmalı (3) ve eğer işitme kaybı tespit edilirse, 6. aya kadar müdahale ve rehabilitasyon başlatılmalıdır (6). Bu süreç, çocuğun dil gelişiminin kritik dönemlerini korumaya yöneliktir.
Otoakustik Emisyon (OAE) ve Otomatik İşitsel Beyinsapı Cevabı (AABR) temel işitme tarama yöntemleridir. OAE, iç kulaktaki dış tüylü hücrelerin akustik yanıtlarını ölçerken, AABR, işitsel sinir ve beyin sapındaki elektriksel yanıtları değerlendirir. AABR, özellikle işitsel nöropati riski taşıyan bebekler için daha güvenilir kabul edilmektedir, çünkü yanlış pozitif sonuç oranı daha düşüktür.
İşitme kaybı risk faktörleri arasında genetik ve kromozomal faktörler (aile öyküsü), gebelik sırasında geçirilen enfeksiyonlar, maternal faktörler (alkol, ilaç kullanımı, yetersiz beslenme), doğum sırasında komplikasyonlar (hipoksi, düşük Apgar skoru), postnatal enfeksiyonlar (menenjit) ve ototoksik ilaç kullanımı bulunmaktadır. Bu faktörler, işitme kaybı gelişim riskini artırır ve izlenmesi gereken durumlar arasında yer alır.
Ebeveynler, çocuklarının işitme gelişimini belirli dönüm noktalarını takip ederek izlemelidir. 0-3 ayda ani seslere tepki verme, 4-6 ayda sesin geldiği yöne bakma, 6-12 ayda basit komutlara yanıt verme gibi işitsel gelişim millet taşlarını dikkate almalıdır. Bu dönüm noktaları gözlemlenmezse, acil odyolojik değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Tarama başarısız olursa, ilk etapta ve sonrasında tekrar testler planlanmalıdır. Türkiye’nin Ulusal Yenidoğan İşitme Taraması Protokolü, tarama başarısızlığında tanının 3. aydan önce konulmasını sağlamak adına bir akış şeması geliştirmiştir. Tüm testlerin 30 gün içinde tamamlanması gerektiği için ailelerin bu takvime uyması büyük önem taşımaktadır.
Erken müdahale, işitme kaybı olan çocukların dil gelişimi üzerinde büyük etkiye sahiptir. İşitme kaybı 6. aydan önce teşhis edilip müdahale edilirse, çocukların dil gelişiminin sağlandığı ve sosyal açıdan aktif oldukları bilinmektedir. Aksi takdirde, erken müdahale olmadan çocuklar, dil gelişiminde önemli gecikmeler yaşayabilirler.
Yanlış pozitif sonuçlar, ailelerde gereksiz kaygıya yol açabilir ve tanı sürecini karmaşık hale getirebilir. Eğer tarama testleri olumsuz sonuçlanırsa, bu durum kalıcı işitme kaybı riski olan bebekler için hızlı bir takip ve tanı süreci gerektirir. Yanlış sonuçlar, gereksiz sevk ve maliyetler doğurabileceği için dikkatli değerlendirme gereklidir.
Yenidoğan işitme tarama testinin başarılı olmasının başlıca kıstasları arasında, tarama oranlarının yüksekliği, referans merkezlere yönlendirilen test sonuçlarının doğru olması ve takip süreçlerinin zamanında gerçekleştirilmesi yer almaktadır. Türkiye’de, uluslararası standartlara uyum sağlamak amacıyla yüksek doğruluk oranıyla tarama gerçekleştirilmektedir.
Kaynakça ve Akademik Referanslar
- Barker, S. E., Lesperance, M. M., & Kileny, P. R. (2000). Outcome of newborn hearing screening by ABR compared with four different DPOAE pass criteria. Am J Audiol. PMID: 11200191..17
- Batıgöz Sağlık Grubu. Çocuk ve Bebeklerde İşitme Testi Nasıl Yapılır?.2
- Cochlear. Çocuklarda işitme kaybı belirtileri ve konuşmaya ilişkin tipik dönüm noktaları..15
- Duymer. İşitme Hakkında Sıkça Sorulan Sorular..1
- Hisar Hospital Intercontinental. Yenidoğan Bebeklerde İşitme Testi..5
- Kanji, A., Khoza-Shangase, K., & Moroe, N. (2018). Newborn hearing screening protocols and their outcomes: A systematic review. Int J Pediatr Otorhinolaryngol..14
- Medipol Hastanesi. Çocukluk Çağı İşitme Kayıpları Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri..3
- Memorial. Çocuğunuzdaki İşitme Kaybını Anlamanın 7 Kuralı..16
- Ngui, L. X., Tang, I. P., Prepageran, N., & Lai, Z. W. (2019). Comparison of distortion product otoacoustic emission (DPOAE) and automated auditory brainstem response (AABR) for neonatal hearing screening in a hospital with high delivery rate. Int J Pediatr Otorhinolaryngol. PMID: 30844634..18
- Noema Aile. Yenidoğan İşitme Taraması Sıkça Sorulan Soruları..11
- Özel Rumeli Hastanesi. Yenidoğan İşitme Testi Taraması..6
- T.C. Sağlık Bakanlığı ve Neonatoloji Derneği. Yenidoğanda Risk Kategorileri ve İzlem Kılavuzu..19
- T.C. Sağlık Bakanlığı (2020). Yenidoğan İşitme Taraması Uygulamaları. Dergipark..12
- Türk Neonatoloji Derneği. İşitme Taramaları Kılavuzu..4
- Üniversite Açık Erişim. İşitme Kayıplı Çocuklarda Dil Gelişimi Gecikmesi..10
- Wroblewska-Seniuk, K. E., Dabrowski, P., Szyfter, W., & Mazela, J. (2017). Universal newborn hearing screening: methods and results, obstacles, and benefits. Pediatr Res. PMID: 27861465..20
- Yılmaz, F., vd. (2021). Türkiye’de Yenidoğan İşitme Taraması Programı. Dergipark..7
- Yılmaz, N. (2023). Ailesinde Kalıtsal İşitme Kaybı Riski Olan Bebeklerin Yenidoğan Tarama Sonuçları. Dergipark..12
- Journal of Audiology and Neurotology. Uluslararası İşitme Taraması Rehberleri..9
- Bezmialem Vakıf Üniversitesi Açık Erişim. OAE ve AABR Karşılaştırması..13
