Santral İşitme Sistem Maturasyonu 2019
Santral İşitme Sistem Maturasyonu : Yapısal, Elektrofizyolojik ve Davranışsal Bağlantılar
Santral İşitme Sistem Maturasyonu Santral yolağın duyusal fonksiyonlar için hazır hale gelmesinde iki önemli mekanizma rol oynamaktadır: Biyolojik programlama ve işitsel uyarım. Santral yapıların içsel (intrinsic) gelişimi uyaran girdisinden bağımsız gelişen biyolojik programlama ile sağlanır. Örneğin, hayvan çalışmalarında santral sinir sisteminde akson gövdelerinin, daha önceden belirlenmiş beyin alanlarında sinaptik terminaller oluşturduğu belirlenmiştir (Sanes ve Yamagata, 1999; Bolz ve Castellani, 1997). Santral işitsel yolağın korteks seviyesinde, periferal işitme sisteminden ayrıştırılarak, sadece işitsel duyuma cevap vermesi ise, işitsel uyarılma (stimulation) ile oluşmaktadır (Kral ve ark, 2000; Klinke ve ark, 2001).
Kilgard ve Merzenich (1998) yaptıkları çalışmada işitsel korteks haritaları oluşturmak için iki farklı yol kullanmışlardır: Bir grup sıçanda bazal çekirdeği işitsel uyaran ile uyarırken; diğer grup sıçanlarda bazal çekirdeği uyarmadan işitsel kortekste oluşan uyarım şekillerini incelemişlerdir. Modülasyonlu ton, saf ses gibi farklı işitsel uyaranlarla bazal çekirdeğin uyarıldığı durumlarda oluşan işitsel haritaların, bazal çekirdeğin bu uyaranlarla uyarılmadığı durumda oluşan haritalardan farklı olduğunu belirten araştırmacılar, ayrıca işitsel olmayan uyaranların işitsel kortikal haritalarda herhangi bir değişiklik oluşturmadığını rapor etmişlerdir. Bu durum farklı işitsel uyarılma durumları ile işitsel kortekste farklı tonotopik organizasyonların oluştuğunu göstermektedir (Zhang, Bao ve Merzenich, 1998).
Kortikal işitsel yolaktaki değişim ve gelişmeler kısa ve uzun süreli zaman aralıkları içinde oluşmaktadır. İşitsel işlemleme gelişiminde bebek ve çocukluk dönemleri, en önemli göstergesi alıcı ve ifade edici dil becerilerinin kazanımı olan büyük değişikliklerin yaşandığı süreçlerdir. Moore ve Linthicum, 2009 yılında yaptıkları literatür derlemesinde insan işitme sinir sisteminin yapısal ve fonksiyonel gelişimini koklea, beyin sapı ve korteks seviyesinde, embriyolojik (1 – 13 arası fetal haftalar), ikinci trimester (14 – 26 arası fetal haftalar), perinatal (üçüncü trimester ve postnatal 6 ay arası), çocukluğa geçiş (postnatal 6 ay ve 2 yaş arası) erken (2 – 5 yaş arası) ve geç çocukluk (6 – 12 yaş arası) dönemleri içinde değerlendirmişlerdir.
Bu dönemler içindeki gelişim ve değişmeler çok keskin hatlar ile birbirinden ayrılmasa da, kokleanın yetişkin benzeri yapısal formasyonu ikinci trimester döneminde tamamlanır. Dış tüy hücrelerinin tamamen fonksiyonel olduğunu gösteren otoakustik emisyonların preterm bebeklerde kaydedilebilmesi bu durumun en önemli göstergelerinden biridir (Brown, Bowman ve Kimberley, 2000). Ancak “Distortion Product Otoacoustic Emission (DPOAE) ve kokleanın ilerleyen dalga gecikme ölçümleri ile ilgili çalışmalar tam koklear maturasyonun zamanında doğumdan birkaç hafta önce tamamlandığını ve 6000 Hz. üzerindeki frekanslarda sinaps maturasyonunun oluşması için ek zamana ihtiyaç olduğunu göstermiştir (Eggermont ve ark, 1991).
Beyin sapı seviyesinde embriyolojik dönemde başlayan merkez ve yolakların formasyonu, ikinci trimester döneminde nöral gelişme, akson ve efferent sistem gelişimi ile sürmekte; dendrit ve miyelinizasyon maturasyonu ise, perinatal döneme kadar devam etmektedir (Moore ve Linthicum, 2009). Beyin sapı içinde tüm işitsel merkezler ve yollar 7 ila 8. fetal haftalarda tanımlanabilmektedir (Cooper, 1948). Ayrıca İşitsel Beyin Sapı Cevaplarının [İBC – Auditory Brain Stem Response (ABR)] elektrofizyolojik ölçüm yöntemleri ile bebek ve çocuklarda güvenilir bir şekilde kaydedilmesi, beyin sapı fizyolojisinin 2 yaşından önce tam anlamıyla olgunlaşmadığını, 1,5 yaş civarından itibaren yetişkin benzeri form almaya başladığını göstermektedir (Ponton ve ark, 1992).
Kortikal plakanın embriyolojik dönemde gelişmeye başlamasını, perinatal döneme geçişte temporal lobun formasyonu, çocukluk dönemine geçişte talamik akson bağlantılarının gelişimi, erken ve geç çocukluk döneminde ise talamik akson bağlantılarının maturasyonu takip etmektedir (Moore ve Linthicum, 2009). Elektrofizyolojik ölçümlerde postnatal gelişimin yaklaşık 4. ve 5. aylarından itibaren P2 ve N2 kortikal potansiyellerinin gelişmeye başladığının (Ponton ve ark, 2000; Ponton ve Eggermont, 2001) gösterildiği bu dönemde davranışsal olarak da bireysel konuşma seslerinin ayırt edilmeye başlandığı rapor edilmiştir (Trehub, 1976) .
Bu durumu takiben 4,5 ay ve 5 yaş arasında orta latans ve Eşleşmeyen Negativite [EMN- Mismacth Negativity (MMN)] kortikal potansiyellerinin gelişmeye başladığı, karşılığında ise algısal konuşma gelişiminin başladığı belirtilmiştir (Werker ve Tees, 1984; Stevens ve Lindblom,1987). Daha sonrasında 5 – 12 yaş arasında P1 kortikal potansiyeli olgun hale gelirken, N1 potansiyelinin oluşmaya başladığı (Ponton ve ark, 2000; Ponton ve Eggermont, 2001) ve davranışsal olarak da gürültülü ortamda konuşmayı ayırt etme becerilerinin ve bozulmuş konuşma işlemlemesinin geliştiği (Elliott,1979; Eisenberg ve ark, 2000) belirlenmiştir.
Bu yazımızda Santral İşitme Sistem Maturasyonundan bahsettik ilerki yazılarda görüşmek üzere.